Logo
Çağ Üniversitesi
05.03.2025

ÇIKAR VE GÜÇ DENGESİ KISKACINDAKİ AHISKA TÜRKLERİ SORUN

İlayda ÇETİN tarafından

Ahıska Türkleri, derin bir tarihe sahip bir topluluktur ve tarih boyunca karşılaştıkları zorluklar kimliklerini ve kültürlerini derinden etkilemiştir. Onların hikayesi, sadece etnik bir grup olarak değil, aynı zamanda insan onuru ve adalet mücadelesi olarak da önemlidir.

1944 yılında Sovyetler Birliği'nin gerçekleştirdiği sürgün, Ahıska Türkleri için büyük bir dönüm noktası olmuştur. 14 Kasım’da yapılan bu sürgün, sadece fiziksel bir yer değiştirme değil, aynı zamanda kimlik krizine yol açmıştır. Kendi yurtlarından koparılan Ahıska Türkleri, farklı ülkelere dağılmış ve kendi kültürlerini, dillerini korumak için mücadele vermişlerdir.

Sürgün sonrası, Ahıska Türkleri Orta Asya'nın çeşitli bölgelerine yerleştirilmiştir. Bu yeni yerleşim alanlarında, geçmişin izlerini yaşatmak ve kimliklerini korumak için yoğun çaba sarf etmişlerdir. Ancak asimilasyon tehlikesi, bu çabaları daha da güçleştirmiştir. Kendi köklerinden uzaklaşan topluluk, hayatta kalmaya çalışırken kültürel değerlerini de korumuştur.

1956'da başlayan geri dönüş mücadelesi, Ahıska Türkleri için vatanlarına dönme umudunu simgeler hale gelmiştir. Ancak bu mücadele, çeşitli engellerle karşılaşmış ve sonuçsuz kalmıştır. Gürcistan, uluslararası baskılara rağmen geri dönüş yasasını kabul etmiş, fakat uygulamada birçok kısıtlama koymuştur. Ahıska Türkleri, eski topraklarına dönme hayaliyle yaşamaya devam etse de, bu hayal giderek zorlaşmaktadır.

Bu durum, yalnızca Ahıska Türkleri için değil, bölgedeki güç dengeleri açısından da karmaşıktır. Gürcistan, Ahıska Türklerinin dönüşünü ulusal güvenlik açısından tehdit olarak görmektedir. Rusya ise, bölgedeki etkisini sürdürmek adına Ahıska’nın demografik yapısını korumaya çalışmaktadır. Bu iki ülkenin çıkarlarının çakışması, Ahıska Türklerinin geleceğini belirsiz hale getirmiştir.

Ahıska Türklerinin mücadelesi, sadece varlıklarını sürdürme çabası değil, aynı zamanda insanlık onuru ve hakları için verilen bir savaştır. Geçmişte yaşanan acıların ve günümüzdeki adaletsizliklerin sona ermesi için uluslararası toplum bu soruna daha fazla duyarlılık göstermeli, Ahıska Türklerinin geri dönüş haklarını desteklemelidir. Bu durum, tarihsel adaletin de bir parçasıdır.

Sonuç olarak, Ahıska Türklerinin hikayesi, tarih boyunca karşılaştıkları zorluklarla şekillenen bir mücadeledir. Topluluk, köklerine olan bağlılıkları ve vatanlarına dönme arzularıyla geleceğe umutla bakmaktadır. Ancak bu umudun gerçeğe dönüşmesi için uluslararası destek ve dayanışma gereklidir. Ahıska Türklerinin yaşadığı adaletsizliklerin sona ermesi, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur.

Kaynakça:

Üren, M. (2016). Çıkar ve Güç Dengesi Kıskacındaki Ahıska Türkleri Sorunu. Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi(2), 1-39. https://doi.org/10.32739/uskudarsbd.2.2.10                                                                                                                  

İlayda ÇETİN

YAZAR HAKKINDA