Karadeniz, Asya ve Avrupa arasında tarihi bir köprü olmuş, stratejik önemiyle uzun süre uluslararası çekişmelerin odağı haline gelmiştir. Bu çerçevede, Türk Boğazlarının güvenliği, bölgenin istikrarını sağlamak için kritik bir rol oynamaktadır. 19. yüzyılda Rusya'nın güçlenmesi ve Batı'nın buna karşı stratejileri, Boğazlardaki rekabeti artırmıştır.
Tarih boyunca Türk Boğazları, Asya ve Avrupa'nın siyasi planlarında merkezi bir yer tutmuştur. Osmanlı döneminde "Türk Gölü" olarak anılan bu bölge, 19. yüzyıldan itibaren Rusya'nın etkisiyle "Rus Gölü" olarak bilinmeye başlanmıştır. Bu değişim, Batı'nın Boğazlar üzerindeki kontrol çabalarını da beraberinde getirmiştir.
1936'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Boğazların statüsünü belirleyen önemli bir belgedir. Bu sözleşme, kıyı ülkeleri ve uluslararası güçlerin çıkarlarını koruyarak denge sağlamaktadır. Savaş zamanında yabancı savaş gemilerinin geçişini kısıtlayarak bölgedeki askeri varlığı kontrol etmektedir. Böylece Karadeniz'in güvenliği korunmakta ve çatışma riskleri azaltılmaktadır.
Soğuk Savaş sonrasında, Karadeniz'de yeni güvenlik tehditleri ortaya çıkmıştır. NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, Rusya’nın tepkisini çekmiş, bölgedeki gerginliği artırmıştır. Gürcistan ve Ukrayna'nın NATO'ya katılma hedefleri, Rusya tarafından tehdit olarak algılanmaktadır. Bu durum, Karadeniz’in çatışma alanına dönüşme riskini artırmaktadır.
Türkiye, Montrö Sözleşmesi’ni tarafsız bir biçimde uygulayarak bölgedeki istikrarı korumaya çalışmaktadır. Bu tutum, Türkiye'nin Batı ve Rusya ile ilişkilerinde denge sağlamaktadır. Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinin ardından, Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki kontrolü daha fazla önem kazanmıştır. Türkiye, NATO’nun bölgedeki varlığı konusunda dikkatli bir yaklaşım sürdürmektedir.
Türk Boğazları, Karadeniz’in güvenliği için hayati önemdedir. Montrö Sözleşmesiyle sağlanan denge, bölgedeki istikrarı korumaktadır. Ancak NATO’nun genişleme politikaları ve Rusya’nın artan askeri gücü bu dengeyi tehdit etmektedir. Bu nedenle, Türk Boğazları’nın güvenliği, yalnızca Türkiye için değil, tüm Karadeniz bölgesi için önem arz etmektedir.
Özetle, Türk Boğazları Karadeniz’in güvenliğinde belirleyici bir unsurdur. Montrö Sözleşmesi, bölgedeki istikrarı sağlamaya ve çatışmaları önlemeye katkı sunmaktadır. Gelecekte, Türk Boğazları’nın stratejik önemi ve güvenlik konuları daha fazla gündeme gelecektir. Dolayısıyla, Boğazların yönetimi ve güvenliği, bölgede ve uluslararası arenada dikkatle izlenmesi gereken bir konudur.
Kaynakça:
Üren, M. (2023). Karadeniz’deki Güvenliğin Sağlanmasında Türk Boğazlarının Rolünün Değerlendirilmesi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi(61), 273-296. https://doi.org/10.53568/yyusbed.1324965