Geleneksel ve eleştirel jeopolitik yaklaşımlar, coğrafya ve politika arasındaki etkileşimi farklı perspektiflerden ele alan iki temel jeopolitik düşünce biçimidir. Makalede, bu iki yaklaşımın ana temaları, metodolojik farklılıkları ve siyasi analiz bağlamındaki ayrışmaları detaylı bir şekilde incelenmiştir. Geleneksel jeopolitik, uluslararası ilişkilerde coğrafi faktörlerin gücün nasıl kullanılacağını, devletlerin siyasi stratejilerini nasıl şekillendirdiğini ve uluslararası sistemde nasıl bir denge kurulduğunu analiz ederken, eleştirel jeopolitik bu yaklaşıma meydan okuyarak, jeopolitik söylemlerin ve anlatıların nasıl üretildiğini ve siyaseti nasıl etkilediğini sorgulamaktadır.
Makalede, geleneksel jeopolitiğin köklerinin pozitivist bilim anlayışına dayandığı belirtilirken, eleştirel jeopolitiğin post pozitivist bir yaklaşımı benimsediği vurgulanmaktadır. Geleneksel jeopolitik, siyasi sınırları, güç mücadelelerini ve devlet merkezli analizleri temel alarak sorun çözücü ve strateji yapıcı bir çerçeve sunar. Buna karşın, eleştirel jeopolitik, mekânın sadece siyasi sınırlarla sınırlı olmadığı, tarihsel, kültürel ve toplumsal bağlamların da jeopolitik süreçleri şekillendirdiği görüşünü savunur. Eleştirel jeopolitik, coğrafi faktörlerin politik söylemlerle nasıl yeniden üretildiğini ve bu söylemlerin uluslararası ilişkileri nasıl etkilediğini analiz etmeye odaklanmaktadır.
Geleneksel ve eleştirel jeopolitik yaklaşımlarının temel farklılıklarını üç ana başlık altında ele almıştır. Birincisi, metodolojik farklılıklardır. Geleneksel jeopolitik, ölçülebilir ve nesnel verilere dayanarak analiz yaparken, eleştirel jeopolitik, söylem analizini ve tarihsel yorumlamayı ön plana çıkarır. İkincisi, analiz düzeyleridir. Geleneksel jeopolitik devlet merkezli bir yaklaşım benimserken, eleştirel jeopolitik bireylerin, toplulukların ve medya gibi aktörlerin jeopolitik süreçlerdeki rolünü vurgular. Üçüncüsü ise jeopolitik anlam üretimidir. Geleneksel jeopolitik, coğrafi faktörlerin doğrudan politika belirleyici olduğunu savunurken, eleştirel jeopolitik, coğrafyanın siyasal aktörler tarafından nasıl yeniden inşa edildiğini sorgulamaktadır.
Eleştirel jeopolitiğin ortaya çıkışı, geleneksel jeopolitik yaklaşımların devlet merkezli ve stratejik çıkar odaklı bakış açısına karşı bir eleştiri olarak gelişmiştir. Bu bağlamda, eleştirel jeopolitik, coğrafyanın statik bir olgu olmadığı, aksine sürekli olarak değişen ve yeniden şekillenen bir yapı olduğunu savunmaktadır. Küreselleşme, medya ve teknolojinin jeopolitik süreçler üzerindeki etkileri, eleştirel jeopolitiğin inceleme alanlarından biri haline gelmiştir. Örneğin, siyasi liderlerin söylemlerinde coğrafi imgeler nasıl kullanılıyor? Medyanın jeopolitik olayları çerçeveleme biçimi uluslararası algıyı nasıl şekillendiriyor? Bu tür sorular, eleştirel jeopolitiğin temel araştırma alanları arasında yer almaktadır.
Sonuç olarak, makale, geleneksel ve eleştirel jeopolitik yaklaşımlar arasındaki temel ayrımları ortaya koyarak, her iki yaklaşımın uluslararası ilişkilerde nasıl bir bakış açısı sunduğunu değerlendirmektedir. Geleneksel jeopolitik daha çok stratejik analizler ve devlet merkezli politikalarla ilgilenirken, eleştirel jeopolitik söylem analizi ve sosyal bağlamların jeopolitik süreçleri nasıl şekillendirdiğine odaklanmaktadır. Bu iki yaklaşım arasındaki farklar, jeopolitiğin nasıl kavrandığına dair farklı teorik çerçeveleri temsil etmektedir ve bu çerçevelerin uluslararası politika üzerindeki etkileri, gelecekteki araştırmalar için önemli bir alan oluşturmaktadır.
Kaynakça:
Varlık, A. B. (2023). Geleneksel ve eleştirel jeopolitiğin karşılaştırmalı analizi. International Journal of Geography and Geography Education(48), 105-126. https://doi.org/10.32003/igge.1174772