Rusya, nükleer doktrinini sertleştirdi. Buna göre, nükleer silaha sahip olmayan bir ülkenin, nükleer bir gücün desteği ile Rusya'ya saldırması halinde, Rusya nükleer silah kullanabilecek. Peki bu ne anlama geliyor?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19 Kasım’da ülkenin yeni nükleer doktrinini onayladı. Putin’in onayı, Ukrayna’nın Rusya toprakları içindeki bir hedefe ABD tarafından tedarik edilen uzun menzilli füzelerle saldırması ardından geldi. Eylül ayında hazırlanan ve kamuoyuna duyurulan belge Putin’in imzasıyla birlikte resmiyet kazandı. Yeni doktrine göre, nükleer olmayan bir devletten gelen herhangi bir saldırı, nükleer bir güç tarafından desteklenirse, Rusya’ya karşı ortak bir saldırı olarak kabul edilecek. Doktrin, Rusya’nın egemenliğine yönelik kritik bir tehdit durumunda bile nükleer silah kullanabileceğini söylüyor.
Buna, konvansiyonel silahlarla yapılacak saldırıları, Belarus'un hedef alınmasını ve askeri uçakların, seyir füzelerinin, insansız hava araçlarının Rusya sınırları içinde kitlesel saldırılarını da dahil ediyor.
Putin, Eylül ayında Güvenlik Konseyi toplantısı sonrası, Moskova’nın nükleer silah kullanımı için belirlediği doktrinde yaptıkları güncellemeyi kamuoyuyla paylaşmıştı. Buna göre Rusya, nükleer güce sahip olmayan bir ülkenin, nükleer güce sahip bir ülke desteğiyle Rusya’ya saldırması durumunda bunu “ortak saldırı” olarak değerlendirecek. Ukrayna, nükleer gücü olmayan bir ülke olsa da ABD ve diğer nükleer güce sahip ülkeler tarafından askeri olarak destekleniyor. Putin’in yaptığı açıklamalar, Ukrayna’nın Batı’dan aldığı uzun menzilli füzeleri Rus topraklarındaki hedefleri vurmak için kullanma yönünde müttefiklerinden onay almaya çalıştığı bir sırada gerçekleşti.
Putin’in nükleer silah koşullarıyla ilgili açıklamalarına Ukrayna’dan ilk tepki, Zelenskiy’in özel kalemi Andriy Yermak’tan geldi. Yermak, Rusya’nın “dünyanın gözünü korkutmak için nükleer şantaj yapmaktan başka elinden bir şey gelmediğini” söyledi. Putin nükleer silah tehdidini daha önceden de gündeme getirmişti. Ukrayna ise bunu, müttefiklerinin desteğini engelleme çabası olarak görmüştü. Rusya’nın müttefiklerinden Çin de nükleer silahlar konusuyla ilgili “itidal” çağrısı yaptı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Putin’i nükleer silah kullanımına karşı uyardığı ileri sürüldü. Ancak söz konusu uyarılar, Putin’i Güvenlik Konseyi toplantısından sonra nükleer silahlarla ilgili güncellemeyi açıklamaktan alıkoymadı.
Yeni nükleer doktrine göre, Moskova’ya karşı konvansiyonel füze saldırıları da nükleer silaha başvurmak için bir koşul olarak kabul edilebilecek. Putin, Rus topraklarına yönelik ve ülkenin egemenliği için “kritik tehdit” olarak yorumlanacak yoğun füze atışı, savaş uçağı ve drone saldırısı tespit edildiği halde, bunun nükleer silah kullanımı ihtimalini doğurabileceğini açıkladı. Doktrini açıklayan Putin, “nükleer olmayan bir ülkenin saldırganlığı, nükleer güce sahip bir ülke desteği ya da katılımı olduğu durumda, ortak saldırı olarak değerlendirilecektir” dedi. Rus lider, “nükleer silahlar, devletimizin ve vatandaşlarımızın güvenliğinin en önemli garantisi” diye konuştu. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana, nükleer silaha sahip ülkeler caydırıcılık politikasıyla hareket ediyor. Bu politika, nükleer silaha sahip bir ülkenin diğerine yönelik nükleer saldırısına, karşı tarafın aynı şekilde karşılık vereceği ve iki tarafın da tamamen yok olması ile sonuçlanacağı esasına dayanıyor. Ancak bazı taktik nükleer silahlar daha küçük savaş başlığına sahip ve yaygın radyoaktif serpintiye neden olmadan hedefleri vurmak üzere tasarlandılar. Haziran ayında Putin, Ukrayna’ya destek veren Avrupa ülkelerini uyararak, Rusya’nın Avrupa kıtası ve hatta ABD’nin elindekilerin toplamından daha çok taktik nükleer silaha sahip olduğunu söyledi. Putin Avrupa’nın erken uyarı sistemi geliştirmediğini ve bu anlamda savunmasız olduğunu da savundu. (19 Kasım 2024)
Nükleer savaş tehdidi mi var?
Bu yeni doktrinin Rusya’nın bir nükleer savaşa hazırlandığı anlamına gelmediğini de vurgulan Podvig, Ukrayna’da nükleer silah kullanma ihtimalinin de düşük olduğunu belirtiyor: “Bunun askerî açıdan hiçbir anlamı olmaz, çünkü cephedeki durumu değiştirmeyecek. Ayrıca böyle bir operasyona diğer tüm ülkeler tarafından verilecek tepkinin son derece olumsuz olacağının da anlaşılması gerekiyor.”
Podvig’e göre, belge yalnızca Moskova’nın belirli durumlarda nükleer silah kullanma hakkını saklı tutuyor: “Hiçbir yerde ‘kullanacağız’ veya ‘kullanmak zorundayız’ yazmıyor. Her şey, bu silahları kullanan kişinin takdirine bağlı.” Podvig’e göre bu belge, Rusya’nın güvenliğinin sağlanmasında nükleer silahların rolünü nasıl gördüğünü dışarıya karşı ve tüm olası rakiplerine açıklayan bir deklarasyon.
https://www.bbc.com/turkce/articles/cn0egdwgnj1o