Hindistan ve Pakistan’ın nükleer programları, özellikle Güney Asya’daki jeopolitik dengeleri belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Her iki ülke de Soğuk Savaş döneminden itibaren nükleer silah geliştirmeye odaklanmıştır ve bu süreç, bölgedeki rekabeti daha da arttırmıştır.
Hindistan, 1964 yılında Çin’in nükleer patlama gerçekleştirmesinden sonra nükleer silah sahibi olmak için çalışmalarını başlattı. Pakistan ise, Hindistan’ın 1974 yılında nükleer silah elde etmesi sonrası kendi güvenliğini korumak ve nükleer denge oluşturmak için nükleer silah çalışmalarını başlattı. Taraflar, bölgesel güç dengesinde varlığını ve istikrarını koruması için Çin, Rusya ve ABD gibi bölge dışı ülkeler ile askeri ve ekonomik ilişkilerini geliştirdi. Bu da Hindistan-Pakistan uyuşmazlığını ve Keşmir sorununun uluslararası bir probleme dönüşmesine sebep oldu. Bu sorunlar üzerinden bölgesel tansiyonun giderek yükselmesi ve meselenin nükleer bir çatışmaya dönüşmesi ihtimalinin olması her iki taraf açısından katlanılamaz büyük ekonomik ve askeri maliyetleri ortaya çıkardı.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1498304