Logo
Çağ Üniversitesi
27.03.2025

YEMEN İÇ SAVAŞININ ULUSLARARASI HUKUK BOYUTU VE ANALİZİ

Şefika Sinem GÖNENDİ tarafından

Yemen’de devam eden iç savaş, uluslararası hukuk açısından birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Bu çatışma hem uluslararası insancıl hukukun (savaş hukuku) hem de insan hakları hukukunun ciddi şekilde ihlal edilmesine yol açmıştır.

Savaş zamanlarında sivillerin, savaş esirlerinin ve yaralı askerlerin korunmasını amaçlayan Cenevre Sözleşmesi, 1864 yılında kabul edilmiştir. Uluslararası insancıl hukukun temel taşlarından biri olan bu sözleşme, savaş suçları ve insan hakları ihlalleri konusunda büyük önem taşımaktadır. Pek çok ülke tarafından imzalanmış ve uygulanması zorunlu kabul edilmiştir. Ancak Yemen’deki çatışmalarda tarafların bu hukuka uymadığına dair ciddi iddialar bulunmaktadır.

Yemen’deki çatışmalar sonucu binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Özellikle hava saldırıları ve topçu atışları, sivillerin yaşamını doğrudan tehdit etmekte ve Cenevre Sözleşmesi’nin sivillerin korunmasına ilişkin maddelerine aykırı düşmektedir. Hastaneler, eğitim kurumları gibi korunması gereken yapıların hedef alınması da uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir. Bunun yanı sıra, gıda ve tıbbi malzeme ambargoları sivil halkın temel ihtiyaçlarını karşılamasını engellemiştir. Bu durum uluslararası hukukta “açlık silahı” olarak kabul edilmekte ve yasaklanmaktadır.

Yemen’deki bu çatışma, dünyanın en büyük insani krizlerinden birine dönüşmüştür. Aynı zamanda temel insan haklarının ciddi şekilde ihlal edilmesine neden olmuştur. Uluslararası insan hakları hukuku, her bireyin yaşam hakkını güvence altına alırken, sivillerin ölümü bu hakkın ihlali anlamına gelir. Çocukların askere alınması ve savaşın etkilerine maruz kalmaları da çocuk haklarının ağır şekilde ihlal edildiğini göstermektedir.

Uluslararası toplum ve örgütler de Yemen’deki çatışmada önemli bir rol oynamaktadır. Birleşmiş Milletler (BM), çatışmayı sona erdirmek ve barışı sağlamak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunmuş, ancak kalıcı bir çözüm üretilememiştir. BM’nin insani krize müdahalesi, uluslararası hukukun uygulanması açısından büyük önem taşımaktadır. Öte yandan, Yemen’e silah satışı yapan ülkeler, çatışmanın uzamasına ve şiddetlenmesine katkıda bulunarak uluslararası hukuk açısından “silahlı çatışmaların şiddetini artırma” suçunu işlemiş sayılabilir.

Yemen’deki çatışmanın uluslararası ceza hukuku boyutu da bulunmaktadır. Sivillere yönelik saldırılar ya da hastaneler ve eğitim kurumları gibi yerlerin bombalanması, savaş suçu kapsamında değerlendirilir. Bu tür suçlarla ilgilenen mahkeme, Uluslararası Ceza Mahkemesi’dir (UCM). Ulusal mahkemelerin yetersiz kaldığı durumlarda devreye giren UCM, savaş suçu işleyenler hakkında hapis cezası, mali tazminat, mal varlıklarına el konulması ve seyahat yasakları gibi yaptırımlar uygulayabilir.

Yemen’deki çatışma, bölgesel ve küresel güçlerin müdahaleleriyle daha da karmaşık bir hal almıştır. Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon ile İran destekli Husi hareketi arasındaki savaş, çatışmanın uluslararası boyutunu artırmıştır. Ayrıca ABD ve diğer Batılı ülkelerin Suudi Arabistan’a silah satışı yaparak bu çatışmada dolaylı olarak rol oynadıkları görülmektedir.

Sonuç olarak, Yemen’deki iç savaş hukuki boyutuyla birçok ihlali içinde barındırmakta ve savaş suçu sayılacak olaylara sahne olmaktadır. Bu kriz, dünya çapında büyük bir insani felaket olarak nitelendirilmektedir.




 

KAYNAKÇA ; 

 

*https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4495703

*https://www.amnesty.org/en/location/middle-east-and-north-africa/middle-east/yemen/

*https://www.cfr.org/global-conflict-tracker/conflict/war-yemen

Şefika Sinem GÖNENDİ

YAZAR HAKKINDA