Suriye’nin Lazkiye ve Tartus bölgelerinde yaşanan çatışmaların ardından Şam yönetimi, askeri operasyonların sona erdiğini duyurdu. Ancak bölgede şiddet olayları hala devam etmektedir. Banyas’ta Alevilerin yaşadığı mahallelerde toplu cinayetler ve yağmalamalar gerçekleşmiştir. Görgü tanıklarına göre, yabancı savaşçılar ve bazı Suriyelilerden oluşan silahlı gruplar insanların evlerine baskın düzenlemiş ve birçok kişiyi öldürmüştür.
Öte yandan, bazı Sünnilerin Alevilere yardım ettiği bildirilmektedir. Esad yanlısı bazı gruplar hâlâ direniş göstermekte olup, yeni yönetim güvenliği sağlamakta zorluk çekmektedir. Ekonomik kriz ve işsizlik nedeniyle isyan riskinin arttığı belirtilirken, bazı bölgelerde radikal grupların güç kazanmasına rağmen yönetim barışı sağlamak için çaba göstermeye devam etmektedir.
Suriye’deki Şam yönetimi, 6 Mart’tan itibaren çatışmaların sürdüğü Lazkiye ve Tartus bölgelerinde başlatılan askeri operasyonun sona erdiğini duyurdu. Ancak kıyı illerinde şiddet olayları devam etmektedir.
Geçiş dönemi lideri Ahmed Eş-Şera, 9 Mart’ta yaptığı açıklamada birlik çağrısında bulundu. Yüzlerce kişi Lazkiye ve Tartus’taki evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bölgede yaşayanlar, yağmaların yanı sıra çocuklar da dâhil olmak üzere toplu cinayetlerin yaşandığını aktardı.
Kıyı kenti Banyas’ta çoğunlukla Alevilerin yaşadığı El Kusur Mahallesi sakinleri, sokakların cesetlerle dolu olduğunu bildirmektedir. Görgü tanıkları, farklı yaşlardaki erkeklerin de vurularak öldürüldüğünü anlatmaktadır.
BBC’ye konuşan Ayman Fares adlı bir Suriyeli, yakın zamanda hapse girmiş olmasının kendisini kurtardığını ifade etmiştir. Ağustos 2023’te Facebook hesabında Beşar Esad’ı yolsuzlukla suçlayan bir video paylaşan Fares, kısa süre sonra tutuklanmıştır. Aralık ayında HTŞ liderliğindeki güçlerin Esad’ı devirmesinin ardından serbest bırakılmıştır.
Fares, El Kusur Mahallesi’ne baskın düzenleyen savaşçıların onu tanıdığı için öldürülmekten kurtulduğunu ancak yağmadan kaçamadığını belirtmiştir. Arabasının çalındığını ve diğer evlere de baskınlar düzenlendiğini ifade etmiştir.
Fares, tanık olduğu olayları şu şekilde anlatmaktadır:
“Yabancıydılar, kimliklerini veya dillerini tanıyamadım ama Özbek veya Çeçen’e benziyorlardı. Yanlarında bazı Suriyeliler de vardı ancak resmi güvenlik güçlerinden değillerdi. Cinayetleri işleyenler arasında siviller de vardı.”
Fares, bazı ailelerin saklanmak için çatılarına kaçtığını ancak kurtulamadığını söylemektedir.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, Lazkiye, Cebele ve Banyas’ta 740’tan fazla sivil öldürülmüştür. Ayrıca güvenlik güçlerinin 300 üyesinin ve Esad destekçilerinin çatışmalarda hayatını kaybettiği belirtilmektedir. BBC, bu ölü sayılarını bağımsız olarak doğrulayamadığını bildirmiştir.
Fares, Suriye ordusu ve güvenlik güçlerinin Banyas şehrine varmasıyla birlikte istikrarın sağlandığını ve diğer grupların şehirden çıkarıldığını ifade etmektedir.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir başka Banyaslı olan Ali, Fares’in anlattıklarını doğrulamaktadır. Karısı ve 14 yaşındaki kızıyla El Kusur’da yaşayan Ali, güvenlik güçlerinin yardımıyla evinden kaçabilmiştir.
“Binamıza geldiler. Mahallede çatışmaları ve çığlıkları duyuyorduk, çok korktuk. İnternete bağlanabildiğimizde, Facebook’tan ölümleri öğrendik. Ama apartmanımıza geldiklerinde, sonumuzun geldiğini düşündük.”
Ali ve ailesi, Sünni komşularına sığınarak hayatta kalabilmiştir.
“Yıllarca Aleviler, Sünniler ve Hristiyanlar olarak birlikte yaşadık. Böylesini hiç yaşamadık.”
Ali, Sünnilerin Alevileri saldırılardan korumak için hızla harekete geçtiğini ve resmi güvenlik güçlerinin de şehirde düzeni sağlamaya çalıştığını ifade etmiştir.
Esad yanlısı gruplar, silah bırakmayı reddederek Lazkiye ve Cebele civarında güvenlik güçlerine pusu kurmuş ve onlarca kişiyi öldürmüştür.
Esad’ın ordusunda eski tuğgeneral olan Giyas Dalla, yönetim karşıtı yeni bir isyan başlatarak “Suriye’nin Kurtuluşu İçin Askeri Konsey”i kurduğunu açıklamıştır.
Fares, Alevi toplumunun büyük bir kısmının Esad yanlılarına karşı olduğunu ve yaşanan şiddetten Giyas Dalla’yı ve diğer Esad yanlılarını sorumlu tuttuğunu belirtmiştir.
“Kan dökülmesinden çıkar sağlıyorlar. Şimdi ihtiyacımız olan şey, resmi güvenliğin galip gelmesi ve katliamları yapan katillerin yargılanmasıdır. Ancak bu şekilde ülke güvenliği yeniden sağlanabilir.”
Öte yandan, bazı kesimler geçiş dönemi başkanı Ahmed Eş-Şera’yı da eleştirmektedir. Esad dönemindeki güvenlik, ordu ve polis teşkilatlarını dağıtmış, ancak bunun yerine net bir strateji koymamıştır.
Ekonomik kriz derinleşirken, nüfusun %90’ının yoksulluk sınırının altında yaşadığı ve işsiz kalan binlerce insanın isyana yatkın olduğu belirtilmektedir.
Suriye’de mezhepler arası çatışmaların artması, ülkenin geleceği için büyük bir tehdittir. Yıllarca Aleviler, Sünniler ve diğer mezhepler birlikte yaşamıştır. Bu tür katliamların hiçbir halk tarafından yaşanmaması gerekir.
Bu olayları sadece bir mezhep çatışması olarak görmek yerine, halkın ortak barış ve güvenliği için mücadele edilmesi gerektiğini savunmak daha mantıklı ve doğrudur. Suriye’nin geleceği, tüm kesimlerin haklarını koruyan bir anayasanın oluşturulmasına bağlıdır.
BBC Türkçe. (2024). Suriye'de İnfazlara Tanık Olan Aleviler Arasında Dehşet ve Korku Hâkim. Erişim: BBC